11 Nis 2013

Küreselleşme Olgusu

     Globalleşmenin Türkçe karşılığı olarak kullanılan “Küreselleşme”,
ekonomik içerikli bir kavram olarak ortaya çıkmıştır.
Bu açıdan terim, belirsizlik içerse de son yıllarda dünya ölçeğinde ortaya
çıkan ilişkiler ve yeni yaşam biçimleri küreselleşmenin ne’liği konusunda
bazı fikirler vermektedir.
        Toulmin’e (1999, 906) göre insanlar ve toplumlar gittikçe üst üste
binişen hatta ülkelerin sınırlarını bile aşan faaliyetlere girmiştir. Seyahat,
iletişim, finansman, ticaret, spor müsabakaları, meslekler ve hatta popüler
müzik artık tek bir ülkenin sınırları içine hasredilemez olmuştur. Buna
benzer bir çok ilişki ve faaliyet, uluslararası bir niteliğe kavuşmuştur. Bu
açıdan bakıldığında küreselleşmenin, tarihsel bir olgu ve süreç olarak, insan
ve toplumlar arasındaki ilişkileri daha çok zenginleştirdiği söylenebilir.
Değişik ülkelerden insanlar bir araya gelmekte, mal, hizmet ve fikir
alışverişinde bulunmakta ve birbirlerinin deneyimlerinden
yararlanmaktadırlar. Bütün bu yaşananlar, insanların, ulusal düzeydeki
düşünce ve ilişki biçimlerinden, uluslararası ölçekte yeni bir ilişki ve
düşünme biçimlerine geçtiklerini göstermektedir.

Buna göre küreselleşme, dünya ölçeğinde ekonomik, siyasal ve kültürel
bütünleşme, fikirlerin, görüşlerin, pratiklerin, teknolojilerin küresel düzeyde
kullanılması, sermaye dolaşımının evrenselleşmesi, ulus-devlet sınırlarını
aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimlerinin ortaya çıkması, mekanların
yakınlaşması, dünyanın küçülmesi, sınırsız rekabet, serbest dolaşım, pazarın dünya ölçeğinde büyümesi ve ulusal sınırların dışına çıkması, kısaca dünyanın tek pazar haline gelmesidir.
Diğer yandan küreselleşme, “rekabet edebilirlik” kavramı ile de
yakından ilişkilidir. Küreselleşme ile ortaya çıkan bu kavram, bir ülkenin,
“ulusal politikasını” küresel pazarın gereklerini, rakiplerine göre daha etkili
karşılayabilme yeteneğinde olacak şekilde sürdürebilmesini ifade etmektedir.
Küreselleşme, ulusal hükümetlerin ekonomik rollerini azaltmış, küresel
rekabetin ülkelerden çok, uluslararası şirketler arasında olmasına yol açan
bir süreci hızlandırmıştır. Artık küresel rekabet, İngiltere ile Almanya,
Japonya ile ABD veya Avrupa ile ABD arasında olmaktan çok, Fuji ile
Kodak, Boeing ile Airbus, Compaq ve Toshiba arasında olmaktadır. Bu
süreç aynı zamanda iş dünyası ile ulus devletler arasında giderek artan bir
amaç çakışmasının varlığını da haber vermektedir. Uluslar arası şirketlerin en
ucuz emeği, en düşük vergileri ve en az çevre koruma yasalarını talep
etmeleri daha şimdiden bu sürecin yoğun bir çıkar ve amaç çatışması
doğuracağını göstermektedir.
Hangi açıdan ele alınırsa alınsın, teknolojik gelişmeler, ekonomik ve
ideolojik etkenler küreselleşmenin ana etkenleri arasında sayılabilir. Bilişim
teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırmış,
zaman, mekân ve mesafe algılamalarını değiştirmiş, kültürleşme sürecine
ivme kazandırarak küresel değerlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır
.Halen devam eden bu süreç, yeryüzü toplumlarının
tümünü ilgilendirdiği için üzerinde durulması gereken bir olgudur.
Kaynak: Balay, R.(2004),Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim,Ankara University, Journal of Faculty of Educational Science,37:2,61-82.


Mukaddime’nin Coğrafi Kaynakları