20 Kas 2017

HAVZA KAVRAMI VE HAVZA ÇEŞİTLERİ


HAVZA KAVRAMI
Havza (basin, İng.) kavramı son zamanlarda önem kazanmış, bu alanda yapılan çalışmalar artmıştır. Havza, sadece coğrafyacılar tarafından değil, diğer alanlarda çalışan araştırmacılar tarafından da çalışılmaktadır. Ancak coğrafyacılar havzayı diğer araştırmacılardan ayrı olarak bir bütün halinde çalışmaktadır. Yani her havza coğrafyacı için ayrı bir bölgeyi temsil eder. Coğrafyacı havzayı bir yönüyle değil, fiziki ve beşeri unsurları ile ele alır. Su kaynakları, yeraltı suyu, göl, akarsu, toprak özellikleri, bitki örtüsü, sıcaklık değerleri, morfolojik yapı gibi unsurlar, havzanın fiziki yapısını oluşturur. Nüfus, yerleşme, tarım, ulaşım ve hayvancılık gibi faaliyetler bir havzanın beşeri coğrafya özelliklerini meydana getirir (Şekil -1). Havza ve havza planlaması çalışan coğrafyacılar, bütün bu özellikleri göz önünde bulundururlar.
Şekil -1: Havzanın fiziki ve beşeri özellikleri

Havza sadece fiziki manada kullanılmamaktadır. Bir bölgenin kullanım amacına bağlı olarak kömür havzaları, maden havzaları, tarım havzaları, su havzaları, petrol-doğalgaz havzaları da bulunmaktadır.[1] Ya da kültür havzası, medeniyetler havzası gibi beşeri anlamlarda da kullanılmaktadır. Ancak bu yazı da ele alacağımız havzanın fiziki özellikleridir.  Zira fiziki kökenli havzalar, beşeri ve iktisadi havzalar kıyasen daha sınırları daha sabittir.
Havza kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bunun sebebi havzaların çeşitli yapılarda olmasıdır. Havzayı etkileyen coğrafi faktörlerin farklı şekillerde olmasından dolayı, ülkemizde farklı havza çeşitleri ortaya çıkmıştır.  Diğer bir deyişle Türkiye, yeryüzü şekilleri bakımından arızalı ve çeşitlilik gösterdiği için irili ufaklı birçok havzaya sahiptir.
Havza aslında bir bölgedir. Diğer bir ifade ile havzalar kendi içerisinde bir bütün olan doğal ünitelerdir. Bu nedenle havzalar bir planlama ünitesi de olabilir. Keza havza sınırları diğer bölge türlerinde olduğu gibi kısa zamanda değişime uğramaz. Zira havza sınırlarını belirleyen muhkem fiziki özelliklerdir. Havza sınırları ancak uzun bir jeolojik süreçte değişebilir. Ancak bu süreç, insan ömrüne kıyasen çok uzun olduğu için havza sınırları sabittir denilebilir. Bu manada havza sınırları bölge planlamada en kesin sonuçları verir. Ancak bir idari sınır, siyasilerin alacağı bir karar üzerine değişebilir. Ya da bir sıcaklık ve yağış bölgesi, iklim değişikliği sonucunda birkaç on yılda sınırları değişeme uğrayabilir.
Coğrafi bölgeler arasında sınırlar net değildir. Bölgeler arasında geçiş zonu söz konusudur. Mesela bitki örtüsü, yağış veya iklim bölgeleri arasında kesin bir sınır yoktur. Bir bölgeden diğerine geçiş yaparken değişim yavaş ve sınırlar belirsizdir. Ancak havza böyle bir durum söz konusu değildir. Havzalar arasında en azından bir su bölümü çizgisi ya da topografik bir sınır vardır. Söz konusu topografik sınır bir dağın en yüksek noktalarının birleşimi olabilir. Bu bağlamda havzada bir netlik söz konusudur.
Havzalar, bünyesinde birçok doğal ve beşeri özelliği barındırdığı için birçok bilim alanını ilgilendirir. Bu nedenle havza çalışmaları multi-disipliner bir karakter kazanmıştır. Coğrafyacılar diğer bilim dallarında farklı olarak havzayı bütüncül bir bakış açısı ile fiziki ve beşeri özelliklerini inceler. Fauna ve flora özellikleri ile birlikte antropojenik unsurları dikkate alır. Diğer yandan her havzanın kendine has özellikleri vardır. Bu nedenle her havza özel bir coğrafi birimdir.
Şekil-2: Bir havzanın yandan kesiti (Doğanay, H. ve Sever, R. 2013, 145).
Havzalar birkaç tali bölüme ayrılabilir. Mesela bir akarsu havzası, aşağı çığır, orta çığır ya da yukarı çığır gibi daha küçük havzalar ayrılabilir. Veya büyük bir nehrin her bir kolu tali küçük havzaları meydana getirebilir.
Bir havzanın belli başlı bazı özellikleri vardır. Bunlar;
1. Havza tabanların bir veya birden fazla alüvyal tabanlı ova yer alabilir (Şekil-2).
2. Bu ovalar içinde nispeten yüksek tepelik alanlar bulunabilir.
3. bir havzanın en alçak bölgesinde bir akarsu yer alır. Bu akarsuyun kolları bulunduğu zemini derince yarmış olabilir. Akarsuyun kolları kaynaklarını çevredeki yüksek kesimlerden alır.
4. bir havzanın tabanında küçük bir göl yer aldığı gibi daha büyük göllerde bulunabilir. Örneğin, Van Gölü havzasının tabanında Van Gölü yer almaktadır.
5. havzalar açık, kapalı veya sonradan kapanmış olabilirler. Mesela Van Gölü havzası, Nemrut volkanik dağın püskürmesi sonucu Bitlis çayının önünü kapatması ile oluşmuştur. Böylece gölün gideğeni olan Bitlis çay ile bağlantısı kesilmiş oldu.[2]
Yalçınlar, havza strüktürlerinde tabakalar, genellikle, temelde bulunan daha eski arazi ile beraber alçalmış ve bir çanak şeklini almış durumda olduklarını ifade etmiştir. Paris havzasında olduğu gibi, havzada tabakaların eğimleri, havzanın ortasına doğru olup, genellikle bir merkezde sıfır dereceye inecek şekilde tedrici azalır.[3]
Esas itibariyle dağ, ova ve plato gibi bir yeryüzü şekli olan havza, coğrafyacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin İzbırak, Coğrafya Terimleri Sözlüğü’nde havzayı tekne olarak da isimlendirmiştir. Yazarın böyle bir terim kullanması, havzanın morfolojik bakımından bir tekneyi arındırmasıdır. Zira havza genel görünümü bakımından bir çanağa benzer. Havzayı yeryüzünün büyük çukurlukları şeklinde açıklayan yazar, havza için şöyle bir tanım yapmıştır: Havza ortası çukur, yenice tortullarla örtülü, çevresi yüksek ve daha eski yereylerle çevrili bir çukurluktur.[4]
Biricik[5] havzayı şöyle tanımlar; “Etrafı dağlarla, ya da yüksek tepelerle çevrili, ortası çukur ve nispeten geniş olan yerlere genel olarak havza denir.” Yazar, ayrıca havzanın jeolojik ve jeomorfolojik manada bir strüktürü ve rölyefi temsil ettiğini belirtmiştir. Yapısal olarak havza strüktürü, rölyef olarak da polye havzalar ve diğerlerinden bahsedilebilir.
Havzanın aynı zamanda bir hukuki boyutu bulunmaktadır. Bu nedenle havzanın hukuki manada bir tanımı vardır. Örneğin, Türk hukuk sistemine göre bilimsel olarak havza; “su ayrım çizgileriyle sınırlanmış, üzerine düşen yağış sularının yer altı ve yüzeysel olarak tek bir çıkış noktasına ulaştığı, iç bükey topoğrafik yapıya sahip bir arazi parçasıdır.[6]
HAVZA ÇEŞİTLERİ
Coğrafyada havza denilince akla sadece akarsu havzaları gelebilir.  Ancak akarsu havzaları ya da genel bir tabirle, hidrografik havza sadece havza çeşitlerinden birisidir. Havzalar görünümü ve fiziki faktörleri açından üçe ayrılmaktadır. Hidrografik havzalara ek olarak jeolojik ve jeomorfolojik havzalar da bulunmaktadır (Şekil -3).
Diğer yandan İzbırak daha önce ismi geçen sözlüğünde havzaları coğrafya ve jeoloji olmak üzere iki anlamı olduğunu ifade etmiştir. Doğanay ve Sever (2013) havzayı; hidrografik olarak havza, iktisadi coğrafya terimi olarak havza, jeomorfoloji terimi olarak havza olmak üzere 3 gruba ayırmaktadır. Adı geçen yazarlar; hidrografik havzaya Amazon ve Çoruh havzası, iktisadi havzaya Ruhr kömür havası ve jeomorfolojik havzaya da Erzurum ve Pasinler ovasını örnek vermişlerdir.[7]
Şekil -3: Havza çeşitleri

Biricik (2009, s. 121-122), havzaları farklı şekilde sınıflandırmıştır. Yazara göre havzaları gösterdikleri özellikler bakımından beş ana gruba ayrılır. Bunlar;
1.      Tektonik kökenli havzalar,
2.      Sedimantasyon havzaları,
3.      Maden havzaları,
4.      Hidrografik (hidrolojik havzalar),
5.      Jeomorfolojik havzalar.
3. Hidrografik Havza
Hidrografik havza, bir akarsuyun tüm kollarıyla birlikte yayılmış olduğu alan ya da başka bir ifade ile bir akarsu tarafından suları boşaltılan saha anlamına gelmektedir.[8]
Hidrografik havzalar; genellikle her hangi bir yerde suların direne edildiği alanları kapsamaktadır. Bir bakıma, su kütlesinin yağış alanı ile eşleşmektedir. Türkiye bu bakımdan 26 ana su havzasına ayrılmıştır. Hidrografik havzalar, bir akarsu havzası olabileceği gibi bazen bir göl veya deniz havzası da olabilir.[9] Sakarya Nehri havzası, Akdeniz Havzası ve Tuz Gölü havzası hidrografik havzalara örnek teşkil edilebilir. Ancak hidrografik havza denilince akla akarsu havzası gelmektedir.
Hidrografik havzalar kendi içerisinde daha küçük ünitelere ayrılabilir. Mesela bir akarsuyun aşağı, orta veya yukarı çığırı gibi daha küçük kesitlere ayrılabilir. Bu kesitlerin de kendine has özelliklere sahiptir. Şekil 4’de de görüldüğü üzere bir akarsuyun farklı kesitlerin farklı coğrafi özellikler görülmektedir. Daha önce bahsedildiği gibi bir akarsuyun her kolu da bir havza olarak ele alınabilir. 

Şekil -4: Bir havza kesiti (havza ve yukarı havzalar).
Kaynak: Kanatlı, M. (2008). Havza Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi.

Şekil -5: Şekilde bir akarsuyu havzanın yukarı kesiminde suyun nasıl toplandığı gösterilmektedir.

Şekil-6: Amazon Havzası
Hidrografik havzalar, bir akarsuyun yağış topladığı alanlar olabilir (Şekil-5). Bu alanlarla çok geniş olduğu gibi çok daha küçük ölçekli alanlar da olabilir. Mesela Amazon nehrinin su toplama havzası, 7 milyon km2’yi kapsar.  Bu alan Güney Amerika kıtasının büyük bir kısmını kapsar (Şekil-6). Bu alan ülkemize Göksu Irmağında olduğu, 10 bin km2 veya daha küçük olabilir.[10]
Jeolojik Havza
Jeolojik havza, eski çukurluklar üzerine tortulanmış yenice tabakaların, geniş bir yere doğru bir çukurluk yaparcasına uzandıkları alandır. Jeolojik havzada esas olan havzayı çevreleyen yüksekliklerdir. Bu bakımdan ülkemizde İç Anadolu ile Doğu Anadolu arasında yer alan Uzunyayla, jeolojik bir havzadır.[11]
Başka bir tanıma göre havza, merkezinde daha genç kayaçların yer aldığı, aşındırılmış olan kenarlarında ise daha yaşlı kayaçların yüzeylendiği ve tabakaların çevreden iç kısma doğru eğimli bulunduğu yerkabuğunun senklinal gibi bir yapısal alçalım sahasıdır.[12] 
Tektonik kökenli havzalar; graben havzaları, sübsidans havzaları ve tektojen havzaları olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Türkiye’deki havzaların büyük bir kısmı jeolojik havzaya örnek teşkil eder. Örneğin, Ergene Havzası, Iğdır Havzası, Gediz Havzası, Büyük ve Küçük Menderes Havzaları (Şekil-7) jeolojik havza kavramına uymaktadır.[13]

Şekl-7: Büyük Menderes havzası
Kaynak: Alpaslan,  A. H.; Ataç, A. ve Yeşil, N. (2007). River Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union. Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya.
Jeomorfolojik Havza
Alüvyal ova gibi birikim alanına karşılık gelen nispeten alçak bir taban kısmı ile bunu çevreleyen ve dağ, tepe, plato gibi nispeten yüksek sahalardan oluşan jeomorfolojik ünitedir.[14] Bir başka tanıma göre jeomorfolojik havza; bir taban ve bunun çevresinde yer alan nispeten yüksek plato ve dağların birlikte oluşturdukları yeryüzü şeklidir. Türkiye’de Kelkit, Ergene, Iğdır, Konya, Ulaş gibi havzaların tabanında geniş ovalar teşekkül etmiştir.[15]
Jeomorfolojik havzanın 4 önemli özelliği bulunmaktadır. Bunlar;
1. Jeomorfolojik havzanın her şeyden önce düz veya düze yakın bir tabanı vardır.
2. Bazen tabanda düzlüklerle birlikte, derince yarılmış alanlar ve tepeler de görülebilir.
3. Ayrıca, havza tabanında yer alan düzlük bazen dar olabileceği gibi bazen de genişleyerek ova oluşturabilir.
4. Dolayısıyla bu manada jeomorfolojik havza, topografyanın ana ünitelerinden birini oluşturmaktadır.[16]
Ayrıca jeomorfolojik havzalar da kendi içerisinde üç gruba ayrılmaktadır. Bunlar; flüvyal havzalar, karstik havzalar (bilhassa polye havzaları) ve glasiyel havzalardır (Biricik, 2009, s. 125). Bu sınıflandırmadan yola çıkarak, ülkemizde Muğla’nın olduğu saha bir polye olduğu için, karstik havzalara örnek verilebilir.

KAYNAKÇA
BİRİCİK, A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul.
DOĞANAY, H. ve SEVER, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara,
GARİPAĞAOĞLU, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
GARİPAĞAOĞLU, N. (2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe Yayınları. İstanbul.
HOŞGÖREN, H. (2014). Havza. Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul.
İZBIRAK, İ. (1986). Havza. Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul.
KANATLI, M. (2008). Havza Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi.
YANÇINLAR, İ. (1985). Strüktürel Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 800. İstanbul.
ALPASLAN,  A. H.; ATAÇ, A. ve YEŞİL, N. (2007). River Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union. Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya. URL: http://www2.dsi.gov.tr/english/congress2007/chapter_1/14.pdf




[1] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304. 
[2] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 145.
[3] Yançınlar, İ. (1985). Strüktüral Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 800. İstanbul. s. 326.
[4] İzbırak, İ. (1986).  Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[5] Biricik, A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul. s.121.
[6] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 305. 
[7] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[8] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[9] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 305. 
[10] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[11] İzbırak, İ. (1986).  Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[12] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[13] Garipağaoğlu, N. (2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe Yayınları. İstanbul. s. 148.
[14] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[15] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304.
[16] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304. 

Mukaddime’nin Coğrafi Kaynakları