HAVZA KAVRAMI
Havza (basin,
İng.) kavramı son zamanlarda önem kazanmış, bu alanda yapılan çalışmalar
artmıştır. Havza, sadece coğrafyacılar tarafından değil, diğer alanlarda
çalışan araştırmacılar tarafından da çalışılmaktadır. Ancak coğrafyacılar
havzayı diğer araştırmacılardan ayrı olarak bir bütün halinde çalışmaktadır.
Yani her havza coğrafyacı için ayrı bir bölgeyi temsil eder. Coğrafyacı havzayı
bir yönüyle değil, fiziki ve beşeri unsurları ile ele alır. Su kaynakları,
yeraltı suyu, göl, akarsu, toprak özellikleri, bitki örtüsü, sıcaklık
değerleri, morfolojik yapı gibi unsurlar, havzanın fiziki yapısını oluşturur.
Nüfus, yerleşme, tarım, ulaşım ve hayvancılık gibi faaliyetler bir havzanın
beşeri coğrafya özelliklerini meydana getirir (Şekil -1). Havza ve havza
planlaması çalışan coğrafyacılar, bütün bu özellikleri göz önünde
bulundururlar.
Şekil -1: Havzanın fiziki ve beşeri özellikleri
Havza
sadece fiziki manada kullanılmamaktadır. Bir bölgenin kullanım amacına bağlı
olarak kömür havzaları, maden havzaları, tarım havzaları, su havzaları,
petrol-doğalgaz havzaları da bulunmaktadır.[1] Ya da kültür havzası, medeniyetler
havzası gibi beşeri anlamlarda da kullanılmaktadır. Ancak bu yazı da ele
alacağımız havzanın fiziki özellikleridir. Zira fiziki kökenli havzalar, beşeri ve
iktisadi havzalar kıyasen daha sınırları daha sabittir.
Havza
kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bunun sebebi havzaların çeşitli
yapılarda olmasıdır. Havzayı etkileyen coğrafi faktörlerin farklı şekillerde
olmasından dolayı, ülkemizde farklı havza çeşitleri ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyişle Türkiye, yeryüzü şekilleri
bakımından arızalı ve çeşitlilik gösterdiği için irili ufaklı birçok havzaya
sahiptir.
Havza
aslında bir bölgedir. Diğer bir ifade ile havzalar kendi içerisinde bir bütün
olan doğal ünitelerdir. Bu nedenle havzalar bir planlama ünitesi de olabilir.
Keza havza sınırları diğer bölge türlerinde olduğu gibi kısa zamanda değişime
uğramaz. Zira havza sınırlarını belirleyen muhkem fiziki özelliklerdir. Havza
sınırları ancak uzun bir jeolojik süreçte değişebilir. Ancak bu süreç, insan
ömrüne kıyasen çok uzun olduğu için havza sınırları sabittir denilebilir. Bu
manada havza sınırları bölge planlamada en kesin sonuçları verir. Ancak bir
idari sınır, siyasilerin alacağı bir karar üzerine değişebilir. Ya da bir
sıcaklık ve yağış bölgesi, iklim değişikliği sonucunda birkaç on yılda
sınırları değişeme uğrayabilir.
Coğrafi
bölgeler arasında sınırlar net değildir. Bölgeler arasında geçiş zonu söz
konusudur. Mesela bitki örtüsü, yağış veya iklim bölgeleri arasında kesin bir
sınır yoktur. Bir bölgeden diğerine geçiş yaparken değişim yavaş ve sınırlar
belirsizdir. Ancak havza böyle bir durum söz konusu değildir. Havzalar arasında
en azından bir su bölümü çizgisi ya da topografik bir sınır vardır. Söz konusu
topografik sınır bir dağın en yüksek noktalarının birleşimi olabilir. Bu
bağlamda havzada bir netlik söz konusudur.
Havzalar,
bünyesinde birçok doğal ve beşeri özelliği barındırdığı için birçok bilim
alanını ilgilendirir. Bu nedenle havza çalışmaları multi-disipliner bir
karakter kazanmıştır. Coğrafyacılar diğer bilim dallarında farklı olarak
havzayı bütüncül bir bakış açısı ile fiziki ve beşeri özelliklerini inceler.
Fauna ve flora özellikleri ile birlikte antropojenik unsurları dikkate alır. Diğer
yandan her havzanın kendine has özellikleri vardır. Bu nedenle her havza özel
bir coğrafi birimdir.
Şekil-2: Bir havzanın yandan kesiti
(Doğanay, H. ve Sever, R. 2013, 145).
Havzalar
birkaç tali bölüme ayrılabilir. Mesela bir akarsu havzası, aşağı çığır, orta
çığır ya da yukarı çığır gibi daha küçük havzalar ayrılabilir. Veya büyük bir
nehrin her bir kolu tali küçük havzaları meydana getirebilir.
Bir
havzanın belli başlı bazı özellikleri vardır. Bunlar;
1. Havza
tabanların bir veya birden fazla alüvyal tabanlı ova yer alabilir (Şekil-2).
2. Bu
ovalar içinde nispeten yüksek tepelik alanlar bulunabilir.
3. bir
havzanın en alçak bölgesinde bir akarsu yer alır. Bu akarsuyun kolları
bulunduğu zemini derince yarmış olabilir. Akarsuyun kolları kaynaklarını
çevredeki yüksek kesimlerden alır.
4. bir
havzanın tabanında küçük bir göl yer aldığı gibi daha büyük göllerde
bulunabilir. Örneğin, Van Gölü havzasının tabanında Van Gölü yer almaktadır.
5. havzalar
açık, kapalı veya sonradan kapanmış olabilirler. Mesela Van Gölü havzası,
Nemrut volkanik dağın püskürmesi sonucu Bitlis çayının önünü kapatması ile
oluşmuştur. Böylece gölün gideğeni olan Bitlis çay ile bağlantısı kesilmiş
oldu.[2]
Yalçınlar, havza strüktürlerinde tabakalar,
genellikle, temelde bulunan daha eski arazi ile beraber alçalmış ve bir çanak
şeklini almış durumda olduklarını ifade etmiştir. Paris havzasında olduğu gibi,
havzada tabakaların eğimleri, havzanın ortasına doğru olup, genellikle bir
merkezde sıfır dereceye inecek şekilde tedrici azalır.[3]
Esas
itibariyle dağ, ova ve plato gibi bir yeryüzü şekli olan havza, coğrafyacılar
tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin İzbırak, Coğrafya Terimleri
Sözlüğü’nde havzayı tekne olarak da isimlendirmiştir. Yazarın böyle bir
terim kullanması, havzanın morfolojik bakımından bir tekneyi arındırmasıdır. Zira
havza genel görünümü bakımından bir çanağa benzer. Havzayı yeryüzünün büyük
çukurlukları şeklinde açıklayan yazar, havza için şöyle bir tanım yapmıştır: Havza ortası çukur, yenice tortullarla
örtülü, çevresi yüksek ve daha eski yereylerle çevrili bir çukurluktur.[4]
Biricik[5] havzayı şöyle tanımlar; “Etrafı
dağlarla, ya da yüksek tepelerle çevrili, ortası çukur ve nispeten geniş olan
yerlere genel olarak havza denir.” Yazar, ayrıca havzanın jeolojik ve
jeomorfolojik manada bir strüktürü ve rölyefi temsil ettiğini belirtmiştir. Yapısal
olarak havza strüktürü, rölyef olarak da polye havzalar ve diğerlerinden
bahsedilebilir.
Havzanın
aynı zamanda bir hukuki boyutu bulunmaktadır. Bu nedenle havzanın hukuki manada
bir tanımı vardır. Örneğin, Türk hukuk
sistemine göre bilimsel olarak havza; “su ayrım çizgileriyle sınırlanmış,
üzerine düşen yağış sularının yer altı ve yüzeysel olarak tek bir çıkış
noktasına ulaştığı, iç bükey topoğrafik yapıya sahip bir arazi parçasıdır.[6]”
HAVZA ÇEŞİTLERİ
Coğrafyada
havza denilince akla sadece akarsu havzaları gelebilir. Ancak akarsu havzaları ya da genel bir
tabirle, hidrografik havza sadece havza çeşitlerinden birisidir. Havzalar
görünümü ve fiziki faktörleri açından üçe ayrılmaktadır. Hidrografik havzalara
ek olarak jeolojik ve jeomorfolojik havzalar da bulunmaktadır (Şekil -3).
Diğer
yandan İzbırak daha önce ismi geçen sözlüğünde havzaları coğrafya ve jeoloji
olmak üzere iki anlamı olduğunu ifade etmiştir. Doğanay ve Sever (2013) havzayı; hidrografik olarak havza, iktisadi
coğrafya terimi olarak havza, jeomorfoloji terimi olarak havza olmak üzere
3 gruba ayırmaktadır. Adı geçen yazarlar; hidrografik havzaya Amazon ve Çoruh
havzası, iktisadi havzaya Ruhr kömür havası ve jeomorfolojik havzaya da Erzurum
ve Pasinler ovasını örnek vermişlerdir.[7]
Şekil -3: Havza çeşitleri
Biricik (2009, s.
121-122), havzaları farklı şekilde sınıflandırmıştır. Yazara göre havzaları
gösterdikleri özellikler bakımından beş ana gruba ayrılır. Bunlar;
1. Tektonik kökenli havzalar,
2. Sedimantasyon havzaları,
3. Maden havzaları,
4. Hidrografik (hidrolojik havzalar),
5. Jeomorfolojik havzalar.
3.
Hidrografik Havza
Hidrografik havza, bir
akarsuyun tüm kollarıyla birlikte yayılmış olduğu alan ya da başka bir ifade
ile bir akarsu tarafından suları boşaltılan saha anlamına gelmektedir.[8]
Hidrografik havzalar;
genellikle her hangi bir yerde suların direne edildiği alanları kapsamaktadır.
Bir bakıma, su kütlesinin yağış alanı ile eşleşmektedir. Türkiye bu bakımdan 26
ana su havzasına ayrılmıştır. Hidrografik havzalar, bir akarsu havzası
olabileceği gibi bazen bir göl veya deniz havzası da olabilir.[9] Sakarya Nehri havzası,
Akdeniz Havzası ve Tuz Gölü havzası hidrografik havzalara örnek teşkil
edilebilir. Ancak hidrografik havza denilince akla akarsu havzası gelmektedir.
Hidrografik havzalar
kendi içerisinde daha küçük ünitelere ayrılabilir. Mesela bir akarsuyun aşağı,
orta veya yukarı çığırı gibi daha küçük kesitlere ayrılabilir. Bu kesitlerin de
kendine has özelliklere sahiptir. Şekil 4’de de görüldüğü üzere bir akarsuyun
farklı kesitlerin farklı coğrafi özellikler görülmektedir. Daha önce bahsedildiği
gibi bir akarsuyun her kolu da bir havza olarak ele alınabilir.
Şekil -4: Bir havza kesiti (havza ve yukarı
havzalar).
Kaynak: Kanatlı, M. (2008). Havza
Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB 2. Su Politikaları
Kongresi.
Şekil
-5: Şekilde bir
akarsuyu havzanın yukarı kesiminde suyun nasıl toplandığı gösterilmektedir.
Şekil-6: Amazon Havzası
Hidrografik havzalar,
bir akarsuyun yağış topladığı alanlar olabilir (Şekil-5). Bu alanlarla çok
geniş olduğu gibi çok daha küçük ölçekli alanlar da olabilir. Mesela Amazon
nehrinin su toplama havzası, 7 milyon km2’yi kapsar. Bu alan Güney Amerika kıtasının büyük bir
kısmını kapsar (Şekil-6). Bu alan ülkemize Göksu Irmağında olduğu, 10 bin km2
veya daha küçük olabilir.[10]
Jeolojik
Havza
Jeolojik
havza, eski
çukurluklar üzerine tortulanmış yenice tabakaların, geniş bir yere doğru bir
çukurluk yaparcasına uzandıkları alandır. Jeolojik havzada esas olan havzayı
çevreleyen yüksekliklerdir. Bu bakımdan ülkemizde İç Anadolu ile Doğu Anadolu
arasında yer alan Uzunyayla, jeolojik bir havzadır.[11]
Başka bir tanıma göre
havza, merkezinde daha genç kayaçların yer aldığı, aşındırılmış olan
kenarlarında ise daha yaşlı kayaçların yüzeylendiği ve tabakaların çevreden iç
kısma doğru eğimli bulunduğu yerkabuğunun senklinal gibi bir yapısal alçalım
sahasıdır.[12]
Tektonik kökenli
havzalar; graben havzaları, sübsidans havzaları ve tektojen havzaları olmak
üzere üç gruba ayrılmaktadır. Türkiye’deki havzaların büyük bir kısmı jeolojik
havzaya örnek teşkil eder. Örneğin, Ergene Havzası, Iğdır Havzası, Gediz
Havzası, Büyük ve Küçük Menderes Havzaları (Şekil-7) jeolojik havza kavramına
uymaktadır.[13]
Şekl-7: Büyük Menderes havzası
Kaynak: Alpaslan, A. H.; Ataç, A. ve Yeşil, N. (2007). River
Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union.
Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya.
Jeomorfolojik
Havza
Alüvyal ova gibi
birikim alanına karşılık gelen nispeten alçak bir taban kısmı ile bunu çevreleyen
ve dağ, tepe, plato gibi nispeten yüksek sahalardan oluşan jeomorfolojik
ünitedir.[14]
Bir başka tanıma göre jeomorfolojik havza; bir taban ve bunun çevresinde yer
alan nispeten yüksek plato ve dağların birlikte oluşturdukları yeryüzü
şeklidir. Türkiye’de Kelkit, Ergene, Iğdır, Konya, Ulaş gibi havzaların
tabanında geniş ovalar teşekkül etmiştir.[15]
Jeomorfolojik havzanın
4 önemli özelliği bulunmaktadır. Bunlar;
1. Jeomorfolojik havzanın
her şeyden önce düz veya düze yakın bir tabanı vardır.
2. Bazen tabanda düzlüklerle
birlikte, derince yarılmış alanlar ve tepeler de görülebilir.
3. Ayrıca, havza
tabanında yer alan düzlük bazen dar olabileceği gibi bazen de genişleyerek ova
oluşturabilir.
4. Dolayısıyla bu
manada jeomorfolojik havza, topografyanın ana ünitelerinden birini oluşturmaktadır.[16]
Ayrıca jeomorfolojik
havzalar da kendi içerisinde üç gruba ayrılmaktadır. Bunlar; flüvyal havzalar,
karstik havzalar (bilhassa polye havzaları) ve glasiyel havzalardır (Biricik,
2009, s. 125). Bu sınıflandırmadan yola çıkarak, ülkemizde Muğla’nın olduğu
saha bir polye olduğu için, karstik havzalara örnek verilebilir.
KAYNAKÇA
BİRİCİK,
A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel
Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul.
DOĞANAY,
H. ve SEVER, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara,
GARİPAĞAOĞLU,
N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
GARİPAĞAOĞLU,
N. (2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe
Yayınları. İstanbul.
HOŞGÖREN,
H. (2014). Havza. Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul.
İZBIRAK,
İ. (1986). Havza. Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen
Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul.
KANATLI,
M. (2008). Havza Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB
2. Su Politikaları Kongresi.
YANÇINLAR,
İ. (1985). Strüktürel Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları No: 800. İstanbul.
ALPASLAN,
A. H.; ATAÇ, A. ve YEŞİL, N. (2007). River
Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union.
Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya. URL: http://www2.dsi.gov.tr/english/congress2007/chapter_1/14.pdf
[1] Garipağaoğlu, N.
(2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
s. 304.
[2] Doğanay, H. ve
Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 145.
[3] Yançınlar, İ.
(1985). Strüktüral Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları No: 800. İstanbul. s. 326.
[4] İzbırak, İ.
(1986). Coğrafya Terimleri Sözlüğü.
Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[5] Biricik,
A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel
Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul. s.121.
[6] Garipağaoğlu, N.
(2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
s. 305.
[7] Doğanay, H. ve
Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[8] Hoşgören, H.
(2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[9] Garipağaoğlu, N.
(2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
s. 305.
[10] Doğanay, H. ve
Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[11] İzbırak, İ.
(1986). Coğrafya Terimleri Sözlüğü.
Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[12] Hoşgören, H.
(2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[13] Garipağaoğlu, N.
(2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe
Yayınları. İstanbul. s. 148.
[14] Hoşgören, H.
(2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[15] Garipağaoğlu, N.
(2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
s. 304.
[16] Garipağaoğlu, N.
(2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza
planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
s. 304.