18 Şub 2016

Nükleer Enerji: Türkiye ve Dünya Ölçeğinde Bir Değerlendirme

Nükleer Enerji: Türkiye ve Dünya Ölçeğinde Bir Değerlendirme
İsa ÇELİK * Ali ÇEKER** Rauf BELGE***
Öz
Dünya üzerinde toplam 31 ülkede nükleer santral bulunmaktadır. Nükleer santrallerin bulunduğu ülkelere bakıldığında gelişmiş ülkelerin bu konuda ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) verilerine göre dünyada toplam enerji ihtiyacının %13,5’i toplam 437 adeti bulan nükleer santralden üretilmektedir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 16 ülkede 72 adet nükleer santral yapım aşamasındadır.
Nükleer santrallerin kurulması ve nükleer enerji üretimi gelecekte de artış gösterecektir. Türkiye ve dünya ölçeğinde nükleer enerji üretimi konulu yapmış olduğumuz çalışmamızda nükleer enerji kullanımında ilk nükleer santralin kurulduğu 1954 yılından günümüze değin gelinen aşama irdelenecek ve nükleer enerji üretiminin bir gereklilik olup olmadığı tartışma bölümünde ele alınacaktır.
Bu çalışmamızda, yapımına yakın zamanlarda başlanan Akkuyu nükleer santrali ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin nükleer enerjiye yönelik politikaları coğrafi bakış açısı ile incelenecektir.

Abstract
There are nuclear power plants in 31 countries around the world. When we take a glance of countries which have nuclear power plants, it is observed that the developed countries are ranked first in this regard. According to International Atom Energy Agency (IAEA) data, there are 437 nuclear power plants which meet 13,5% of world energy needs. There are 72 nuclear power plants under construction in the 16 countries including Turkey.
The nuclear power plant constructions and nuclear energy production will most likely increase in the future. In the study, which covers the nuclear energy production at the global and Turkey’s scale, from the first nuclear power plants in 1954 to date the nuclear energy will be analyzed and discussed

GİRİŞ
Enerji, tarihi devirlerden günümüze değin insanoğlunun ihtiyaç duyduğu yaşamsal bir kaynak olmuştur. Ulaşım, ısınma, her türlü imalat faaliyetleri ve iletişim gibi birçok beşeri aktivitenin kaynağı olarak karşımıza çıkan enerji; evrendeki hareketliliğin temelinde itici güç olmuştur. Sanayi Devrimine kadar insanoğlu enerji üretiminde daha çok mekanik yollarla enerji kaynaklarından faydalanmıştır. Örneğin akarsu üzerlerinde kurulan değirmenlerle suyun hareketi ve uygun lokasyonlarda rüzgârın gücü enerjiye dönüştürülmüştür. Avrupa ülkelerinde başlayan ve dünyanın
diğer ülkelerinde de hızla etkisini hissettiren Sanayi Devrimi sonrasında; buhar gücünden yararlanılarak enerji üretilmesi ve bununla beraber enerji üretiminde makine gücünden yararlanılmaya başlanması enerji üretiminde hammadde gereksinimini katlayarak artırmıştır. Bu dönemde enerji üretimi için başvurulan en önemli fosil kaynak kömür olmuştur. Sanayi devrimi sonrasında enerji üretiminde katlanarak devam eden bir gelişim yaşanmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte makine kullanımının sanayi dışında her alanda yer alması sonrasında enerji tüketiminin artması sonucu enerji üretimini katlamıştır. Günümüzde enerji üretiminde birçok kaynaktan yararlanılmaktadır. Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil kaynaklar günümüz dünyasında enerji üretimi adına yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.2014 yılı verilerine göre,Dünya toplam enerji üretiminde kömürün kullanım payı % 40,6 olarak hesaplanmıştır. İkinci sırada % 22,2oranla doğalgaz
gelmektedir. Bunun dışında yeşil enerji olarak bilinen güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisinden de faydalanılmaktadır. Enerji üretiminde başvurulan diğer bir yöntem ise nükleer santraller vasıtasıyla yapılan üretimdir. Nükleer santraller vasıtasıyla elde edilen enerjinin dünya toplam enerji üretimine oranı % 13’tür. Dünyada ilk nükleer santral 1954 yılında Rusya’da (Obninsk Nükleer Santrali)
kurulmuş ve bu tarihten sonra nükleer santraller dünyanın diğer ülkelerinde de yayılış göstermiştir. Günümüzde 437 adet nükleer santral enerji üretiminde kullanılmaktadır. Dünyada nükleer santral kurulumunda Türkiye’nin de Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri olmak üzere içinde bulunduğu 72 adet santral yapım aşamasındadır. 2030 yılına kadar kurulması planlanan nükleer santral sayısı ise 164 adettir. Nükleer santrallerin ülkelere göre dağılışına baktığımızda gelişmiş ülkelerde yoğunlaştığı görülmektedir. Günümüzde dünyada nükleer enerji kullanımı ve ülkemizde nükleer enerji kullanımının değerlendirildiği çalışmamızda öncelikle dünya ülkeleri adına bir değerlendirme yapılacak ve akabinde ülkemizde nükleer enerji üretiminde gelinen aşama irdelenecektir.
1.DÜNYA’DA NÜKLEER ENERJİ VE KULLANIMI
Fosil enerji kaynaklarının dünya üzerinde bulunan rezervlerine baktığımızda coğrafi olarak dengeli bir şekilde dağılmadığı görülmektedir. Bazı ülkeler zengin petrol, kömür ya da doğal gaz yataklarına sahipken, bazı ülkeler ise gelişen sanayilerine rağmen enerji kaynakları bakımından fakir ülke konumundadır. Böylece bahse konu ülkeler enerji ihtiyaçlarını giderme adına enerji hammaddesi
olan kaynakları ithalat yoluna gitmektedirler. Ya da dünya üzerinde toplam 31 ülkenin başvurduğu gibi nükleer enerjiye yönelmişlerdir. Fosil kaynakların rezerv dağılımına bakıldığında kanıtlanmış petrol rezervlerinin % 48,4’inin, kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin ise % 43’ü Ortadoğu’da yer aldığı görülmektedir (BP Statistical Review, 2013). Fosil enerji kaynakları enerji sınıflandırmasında
yenilenemez enerji kaynakları grubunda yer almaktadır. Fosil enerji kaynaklarına bilim adamları tarafından öngörülen ömür; petrolde 54 yıl, doğal gazda 61 yıl, kömürde ise 142 yıldır (T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklara Bakanlığı, 2014).

Mukaddime’nin Coğrafi Kaynakları