20 Kas 2017

COĞRAFYA SÖZLÜKLERİ

Bu makalede belli başlı coğrafya sözlükleri ele alınmıştır. 
v  SAMİ ÖNGÖR (1975). Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
İncelenen sözlük, eserin birinci basımıdır. Eserde coğrafi kavramlar, Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca karşılıkları verilmiştir. Eserde sözlükten ziyade bir ansiklopediyi andırmaktadır. Bu manada eser, coğrafi sözlükler içerisinde en kapsamlı sözlüklerinden biridir. Çünkü kavramların manası geniş ve detaylı bir şekilde verilmiştir. Mesela, yazar şehir terimini, sadece açıklamakla kalmamış, şehrin fonksiyonu, kökeni, tarihini gibi bütün özelliklerini kısaca vermiştir. Sözlük toplam 349 sayfadan oluşmaktadır. İçerikle ilgili bilgiler eserinde son kısmında yer almaktadır. Eserde kavramlar, alfabetik sıralamaya göre değil, konuya göre sıralanmıştır. Fakat konu başlığı altındaki kelimeler alfabetik olarak sıralanmıştır. Konu başlıklarına örnekler; Dünyanın Hareketleri ve Sonuçları, Kıtalar Denizler, Şehir Coğrafyası, Kıyılar, Volkanizma, Göller, Karst Morfolojisi vb.
Eserinde ön kapağında yazılanlara göre, terimler G. Quence tarafından Avrupa okulları coğrafya kitaplarından derlenmiş ve Avrupa Konseyi tarafından “Vocabularıum Geograhicum” adı altında liste halinde yayımlanmıştır. Yazar, sözlüğün son kısmında Türkçe dizinden sonra Fransızca ve Almanca dillerinde olmak üzere iki bölümden oluşan Dizin eklemiştir.
v HAYATİ DOĞANAY (2017). Coğrafya Bilim Alanları Sözlüğü. Pegem Akademi Yay. ISBN 978-605-318-549-9. Ankara.
Eser, diğer sözlüklerden farklı ve dikkat çekici bir başlığa sahiptir. İncelenen sözlük, eserin genişletilmiş ikinci baskısıdır. Eser, Türkiye beşeri coğrafyasında önemli katkıları olan bir araştırmacı tarafından hazırlandığı için eser, beşeri coğrafya açısından büyük önem taşır. Yazar, eserin giriş kısmına iki sayfadan oluşan bir önsöz eklemiştir. Önsözde yazar sözlüğün üniversite öğrencileri, eğitimci ve araştırmacılara yönelik hazırlandığı belirtmektedir. Yazar, sözlük yazmaktaki amacının daha önce yazılan sözlüklerin piyasada bulunmaması şeklinde izah etmektedir. Yazarın diğer eserlerini okuyanların bildiği gibi, yazar yazdığı ders kitapların sonuna sözlük kısmı eklemiştir. İşte Coğrafya Bilim Alanları Sözlüğü, on kadar ders kitabının sözlük eklerinden hazırlanmıştır. Terimler alfabetik sıralamaya göre dizilmiştir.
Önsözden sonra yazar, Kısaltmalar ve İçindekiler bölümü eklemiştir. İçindekiler bölümünde sadece sırasıyla alfabetik harfler bulunmaktadır. Ayrıca yazar diğer sözlüklerin aksine, esere kaynakça bölümü ve yazarın kısaltılmış otobiyografisini eklemiştir. Araştırmacılara kolaylık sağlamak amacıyla sözlüğün sonuna dizin bölümü eklenmiştir. Sözlük toplam 672 sayfadan oluşmaktadır.
v MICHAEL WITHERICK, SIMON ROSS ve JOHN SMALL (2001). A Modern Dictionary of Geography (4th Ed.). Arnold Publisher. ISBN 0340762101. Londra.
Sözlük üç yazarlı olup, İngilizce yazılmıştır. Sözlük adının Türkçe çevirisi, Coğrafyanın Modern Bir Sözlüğü ’dür. 4. baskısını yapan eserin önsözünü M. Witherick yazmıştır. Önsözde yazar, güncel coğrafi terimleri tercih ettiğini ve son zamanlarda coğrafyacıların kullanmadığı kelimeleri sözlükten çıkarıldığını belirtmiştir. Ayrıca yazar, eserin coğrafyada lisans eğitim alan ve orta dereceli okullarda okuyan öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olacağını yazmıştır.
Önsöz’den sonra eserin başında 2 sayfalık giriş kısmı bulunmaktadır. Yazar, coğrafyaya mahsus kelimelerin seçimine özen gösterildiği, fakat buna rağmen diğer alanlarla ilgili terimlerin kullanıldığı ifade etmiştir. Ayrıca sözlüğün hazırlanması aşamasında fiziki ve beşeri coğrafya terimleri arasında bir denge kurulmaya çalışıldığı belirtilmiştir. Sözlükte 200’den fazla görsele yer verildiği, bunların harita, grafik ve diyagramlardan oluştuğu ifade edilmiştir. Yazarlar, giriş kısmının sonunda kullanıcılar için kısa sözlük kullanımı ile ilgili kısa bilgilere yer vermiştir. Giriş kısmından sonra kısaltma listesinin olduğu bölüm eklenmiştir.
Eserde, metin kısmı iki sütün halinde yazılmış; sayfanın sağ ve sol üst köşelerde sayfada geçen ilk ve son terimler yazılmıştır. Böylece okuyuculara büyük kolaylık sağlanmak istenmiştir.
v Derek Gregory, Ron Johnston, Geraldıne Pratt, Mıchael J. Watts ve Sarah Whatmore. (2009). The Dictionary of Human Geography (5th Ed.). A John Wiley & Sons, Ltd., Publication. Singapore.
Beş yazarlı olan sözlük, İngilizce dilinde 5. baskısını yapmıştır. Sözlük uluslararası bir yayınevi olan John Wiley & Sons yayınevi tarafından çıkarılmıştır. Eser; İçindekiler, Önsöz, Bu Sözlük Nasıl Kullanılır, Teşekkür, Katkıda Bulunanlar, Danışma Kurulu, Sözlük, Bibliyografya ve İndeks olmak üzere toplam üzere dokuz bölümden oluşur.  
Sözlük, bilinen coğrafya sözlüklerin aksine, sadece beşeri coğrafya terimlerine yer vermiştir. Yazarlar, sözlüğün beşeri coğrafya ile ilgilenen herkes için bir kaynak olabileceğini ifade etmiştir. Yazarla, sözlüğün nasıl kullanılması gerektiğini ayrı bölüm halinde yazmışlardır. Eserde birçok kişi ve kurumun katkısı olduğu için teşekkür kısmı biraz uzun tutulmuştur. Teşekkür bölümünde kime, hangi katkılarından dolayı teşekkür edildiği yazılmıştır. Eserde katkısı olan araştırmacıların listesi ayrı bir bölüm halinde verişmiştir.
Sözlük terimlerine bakıldığında, terimlerin biraz uzun ve detaylı yazıldığı görülür. Bazı terimler harita, şekil ve diyagramlarla desteklenmiştir. Sayfaların sol üst köşesinde sayfada geçen terimlerden birisi yazılmıştır. Metin kısmı iki sütundan oluşmaktadır. Sözlük, toplamda 1052 sayfadan meydana gelmektedir. Ayrıca indeks ve bibliyografya kısmı oldukça uzun hazırlanıştır. Bu da sözlüğün hazırlanma aşamasında birçok kaynaktan istifade edildiği anlaşılmaktadır. Zira sadece bibliyografya bölümü 38 sayfadan oluşmaktadır.



v  Reşat İzbırak (1986).  Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul.
Coğrafya Terimleri Sözlüğü, coğrafyacıların sıklıkla başvurduğu temel bir kaynaktır. Doğanay, yukarıda ismi geçen sözlüğün önsözünde, Coğrafya terimleri konusunda elde, uzun yıllar ihtiyacı karşılamış, iki önemli yayın vardır: Bunlardan ilki ve en önemlisi, bir İzbırak klasiği olmuş; şaheser Coğrafya Terimleri Sözlüğü, ifadesini kullanmıştır. Sözlük ilk baskısını 1964’te, son baskını 1992 yılında yapmıştır. Sözlük, hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de özel yayınevleri tarafından birkaç baskısı yapılmıştır.
Eldeki sözlük, öğretmenler için hazırlanan bir yayın dizisinin basımıdır. Sözlük; İçindekiler, Önsöz, Giriş, Sözlüğün Maddeleri, İndeks, Bibliyografya, Düzeltmeler bölümleri olmak üzere toplam yedi kısımdan oluşmaktadır.  Yazar, eserin başına iki sayfa önsöz ve beş sayfalık giriş bölümü eklemiştir. Yazar, sözlüğün 30 yıllık bir araştırma ürünü olduğunu belirtmektedir. Yazar, kullandığı terimlerin doğru yazılışlarını Türk Dil Kurumu’na sunmuş, tashihleri eserin yeni baskılarında uygulamıştır. Ayrıca yazar, önsözde sözlüğün hazırlanması aşamasında karşılaşılan zorlukları dile getirmiştir. Yazar, Türkçe terimlerinin Almanca, Fransızca ve İngilizce karşılıklarını da vermiş, bu durum araştırmacılara farklı diller arasında mukayese imkânı sağlamıştır. Yazar, eserin giriş kısmında sözlüğün kullanma şekli ile ilgili genel bilgiler vermiştir. 
Sözlüğün metin kısmı iki ayrı sütun halinde yazılmıştır. Sayfalarda yer alan ilk ve son terim sayfanın üst kısmına eklenmiştir. Bu sayede okuyuculara kolaylık sağlanmıştır. Sözlük toplam 464 sayfadan oluşmaktadır. Yazar, sözlüğün en son kısmına iki sayfalık düzeltme eki eklemiştir. Daha önce yanlış yazılan terimlerin doğru şekilleri yazılmıştır. Sözlüğün İndeks bölümü Türkçe ile beraber Almanca, Fransızca ve İngilizce terimlerinden oluşan 88 sayfalık geniş bir bölümdür.
v Feruh Sanır (2000). Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Gazi Kitabevi. Ankara.
Sözlük yazarın vefatından sonra ailesi ve coğrafyacı Prof. Dr. Osman Gümüşçü’ün çabalarıyla yayınlanmıştır. Zaten bundan dolayı eserleri yayımlanmasında katkısı olanların bilgisi olmadığı için eserin kaynakça kısmı eklenmemiştir. Sözlük; Önsöz, Giriş ve Değerlendirme, Yayımlanmış Eserleri, Türkiye’de Coğrafya Terimleri Hakkında Kaynakça, Sözlük maddeleri olmak üzere toplamda 5 bölümden oluşmaktadır. Eserin önsözü yazarın ailesi tarafından hazırlanmıştır. Giriş ve Değerlendirme bölümü Prof. Dr. Osman Gümüşçü tarafından iki bölüm halinde hazırlanmıştır. Birinci kısımda yazarın doğumu ve öğrenim hayatı, ikinci kısımda ise mesleki hayatı anlatılmıştır. Bu bölümde yazarın sözlük hazırlamaktaki amacının coğrafyanın anlaşılıp sevdirilmesi olduğu belirtilmektedir.
Eserde terimleri açıklarken örneklere başvurmuş, bazı maddeleri resim, harita ve şekillerle izah etmiştir. Eser, bu manada ilk şekilli sözlük olmasıyla dikkat çekmiştir. Eserde Türkiye’de Coğrafya Terimleri Hakkında Kaynakça bölümü coğrafya terimleriyle ilgilenen araştırmacılara kaynak sağlama noktasında kolaylık sağlamaktadır. Sayfalar iki sütundan oluşmakta; her sayfada ilk ve son terim üst kısımda yazılmıştır. Maddelerin olduğu bölüm 298 sayfadan oluşmaktadır.
v Mehmet Ardos ve Nilüfer Pekcan (Yalçıner). (1994). Jeomorfoloji Sözlüğü (Kısmen Yerbilimleri). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No:3397. İstanbul.
Çok sade bir şekilde hazırlanan sözlük, toplamda 268 sayfadan oluşmaktadır. Sözlük, diğer coğrafya sözlüklerin aksine genel değil, coğrafyanın daha özel bir konusu olan jeomorfoloji terimlerini içermektedir. Sayfa yapısı sade olup, iki sütün halinde hazırlanmıştır. Bu nedenle metin puntoları daha büyük yazılmıştır. Madde isimleri büyük harfle, açıklamalar ise küçük harflerle yazılmış, bu durumda terim aramada kolaylık sağlamaktadır. Sözlükte sadece Türkçe terimlere yer verilmiş, yabancı terimler alınmamıştır. Ayrıca yazar, maddeleri açıklamada görsel veri kullanmamıştır.
Sözlük, içindekiler, önsöz ve giriş dâhil olmak üzere toplamda yedi bölümden oluşur. Maddelerin olduğu bölüm, 4 ana başlıktan meydana gelmektedir. Bu başlıklar şunlardır;
1.       Jeomorfolojik şekiller
2.       Kayaçlar ve mineralleri
3.       Bazı terimlerin etimolojisi
4.       Osmanlıca Türkçe coğrafya terimleri sözlüğü
5.       Şekiller
6.       Yanlış – doğru cetveli
Sözlük maddeleri bölümler halinde yazılmış, birinci bölümde jeomorfoloji ve yer bilimleri; ikinci bölümde kayaç ve mineraller ele alınmıştır. 3. ve 4. bölümlerde sırasıyla coğrafi kelimelerin kökeni ve Osmanlı’da kullanılan coğrafi kelimelerin günümüz Türkçe ’sinde karşılığı yazılmıştır. Yazar, önsözde eserin bir ders kitabı niteliğinde,  jeomorfolog ve yerbilimcilerine yardımcı olacağını belirtmiştir.
 v Mehmet Ardos. (1988). Açıklamalı Fransızca – Türkçe Jeomorfoloji Sözlüğü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No:2239. İstanbul.
Eser, diğer sözlüklerden ayrı olarak, jeomorfolojide yabancı terimin dilimizdeki karşılığı verilmiştir. Sözlük, özellikle Fransız dilince araştırma yapan coğrafyacılar için bir başvuru kaynağıdır. Toplamda 200 sayfa olan eser, üç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler; önsöz, maddeler bölümü ve sadece mineral ve kayaçları gösteren bir indeksten meydana gelmektedir. Maddeler bölümü de jeomorfoloji ve mineral – kayaçlar olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Yazar, Fransa’nın jeomorfoloji biliminde oldukça ileri ve bu nedenle zengin bir jeomorfoloji diline sahip olduğunu belirtmiştir. Yazar, eserin hazırlanmasındaki gayenin bu zenginliğin Türkçeye kazandırma olduğunu yazmıştır. Önsözde yazar, hangi Fransız yazar ve kaynaklardan istifade ettiğini ifade etmiştir.
Sayfa yapısı sade olan eserde, sayfalar tek sütün halinde hazırlanmıştır. Terim isimleri koyu ve açıklamalar ise normal şekilde yazılmıştır.
 v  JOHNSTON, R.J.(1986).  The Dictionary of Human Geography. Basil Blackwell. Oxford, Birleşik Krallık.
İngiliz coğrafyacı Ronald John Johnston tarafından hazırlanmış olan bu çalışmada başlıkta da belirtildiği üzere beşeri coğrafya terimleri yer almaktadır. Sözlüğün göze çarpan tarafı ise birçok maddeden sonra hemen kaynak verilmiş veya öneri mahiyetinde makaleler belirtilmiştir. Sözlük açıklayıcı şekil ve resim açısından kısır durumdadır. Kaç maddeden oluştuğu ise belirtilmemiştir.
v  MOORE, W.G.(1974). A Dictionary of Geography. Penguin. Baskersville, Birleşik Krallık.
William G. Moore tarafından hazırlanmış olan bu sözlük her ne kadar başlığında ‘coğrafya sözlüğü’ denilse de daha çok fiziki coğrafya terimlerini içermektedir.  Yazar da bu durum hakkında; çalışmaya ilk olarak tüm coğrafya terimlerini kullanmak üzere çıkıldığını fakat çok hacimli ve baskısının zor ve kullanışsız olacağı düşüncesi ile sadece fiziki corafya terimlerinin yer aldığını belirtmiştir. Sözlükte açıklayıcı şekil ve resimler yer almaktadır. Sözlüğün kaç maddeden oluştuğu belirtilmemiştir.
v  YALÇIN, OSMAN(1957). Ansiklopedik Coğrafya Sözlüğü. Arkın Kitapevi. İstanbul
Bir coğrafya öğretmeni olan Osman Yalçın tarafından 1957 yılında hazırlanmış olan bu sözlükte genel itibariye coğrafya terimleri açısından fakirdir. Genel kavramların çokça yer aldığı sözlükte yer yer bazı terimler de bulunmaktadır. Genel manada tanıtıcı bir sözlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin illeri sözlüğe dâhil etmiş ve iller hakkında genel bilgi vermiştir. Sözlükte yer yer açıklayıcı şekiller bulunmaktadır. Sözlükte kaç adet kelime yer aldığı belirtilmemiş olmakla birlikte 374 sayfası bulunmaktadır.
v  ATALAY, İBRAHİM(2013). Doğa Bilimleri Sözlüğü. Meta Basım Matbaacılık. İzmir.
Prof. Dr. h. c. İbrahim ATALAY tarafından hazırlanmış olan Doğa Bilimleri Sözlüğü oldukça kapsamlı bir sözlük çalışmasıdır. Sözlükte başlık olarak Biyoloji, Coğrafya, Ekoloji, Jeoloji, Orman ve Toprak konuları da alt başlık olarak belirlenmiştir. Sözlükte ne kadar sözcük olduğu belirtilmemiş olmakla birlikte 528 sayfalık, oldukça hacimli bir çalışmadır. Sözlüğün önsözünde coğrafya alanındaki ekolojik ağırlıklı çalışmalara katkı sağlamak amacı ile hazırlandığı belirtilmiştir. Bununla birlikte sözlükte fiziki coğrafya ile alakalı birçok kavram yer almaktadır. Sözlükte kelimelerin İngilizce karşılıkları da yer almaktadır. Bazı geniş kapsamlı kavramlar sadece karşılığı verilmekle kalmayıp geniş kapsamlı olarak açıklanmıştır. Örneğin İkinci Jeolojik Zaman/Mesozoic kavramı geniş bir şekilde açıklanmıştır. Sözlükte hiç resim bulunmamakla birlikte 270 adet açıklayıcı şekil vardır. İlk basımı 2004 yılında yapılmakla birlikte değerlendirilen sözlük 2013 yılında basılmış olan genişletilmiş 2. baskısıdır.
Yazarlar: Rauf BELGE ve Emre DUMAN 



HAVZA KAVRAMI VE HAVZA ÇEŞİTLERİ


HAVZA KAVRAMI
Havza (basin, İng.) kavramı son zamanlarda önem kazanmış, bu alanda yapılan çalışmalar artmıştır. Havza, sadece coğrafyacılar tarafından değil, diğer alanlarda çalışan araştırmacılar tarafından da çalışılmaktadır. Ancak coğrafyacılar havzayı diğer araştırmacılardan ayrı olarak bir bütün halinde çalışmaktadır. Yani her havza coğrafyacı için ayrı bir bölgeyi temsil eder. Coğrafyacı havzayı bir yönüyle değil, fiziki ve beşeri unsurları ile ele alır. Su kaynakları, yeraltı suyu, göl, akarsu, toprak özellikleri, bitki örtüsü, sıcaklık değerleri, morfolojik yapı gibi unsurlar, havzanın fiziki yapısını oluşturur. Nüfus, yerleşme, tarım, ulaşım ve hayvancılık gibi faaliyetler bir havzanın beşeri coğrafya özelliklerini meydana getirir (Şekil -1). Havza ve havza planlaması çalışan coğrafyacılar, bütün bu özellikleri göz önünde bulundururlar.
Şekil -1: Havzanın fiziki ve beşeri özellikleri

Havza sadece fiziki manada kullanılmamaktadır. Bir bölgenin kullanım amacına bağlı olarak kömür havzaları, maden havzaları, tarım havzaları, su havzaları, petrol-doğalgaz havzaları da bulunmaktadır.[1] Ya da kültür havzası, medeniyetler havzası gibi beşeri anlamlarda da kullanılmaktadır. Ancak bu yazı da ele alacağımız havzanın fiziki özellikleridir.  Zira fiziki kökenli havzalar, beşeri ve iktisadi havzalar kıyasen daha sınırları daha sabittir.
Havza kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bunun sebebi havzaların çeşitli yapılarda olmasıdır. Havzayı etkileyen coğrafi faktörlerin farklı şekillerde olmasından dolayı, ülkemizde farklı havza çeşitleri ortaya çıkmıştır.  Diğer bir deyişle Türkiye, yeryüzü şekilleri bakımından arızalı ve çeşitlilik gösterdiği için irili ufaklı birçok havzaya sahiptir.
Havza aslında bir bölgedir. Diğer bir ifade ile havzalar kendi içerisinde bir bütün olan doğal ünitelerdir. Bu nedenle havzalar bir planlama ünitesi de olabilir. Keza havza sınırları diğer bölge türlerinde olduğu gibi kısa zamanda değişime uğramaz. Zira havza sınırlarını belirleyen muhkem fiziki özelliklerdir. Havza sınırları ancak uzun bir jeolojik süreçte değişebilir. Ancak bu süreç, insan ömrüne kıyasen çok uzun olduğu için havza sınırları sabittir denilebilir. Bu manada havza sınırları bölge planlamada en kesin sonuçları verir. Ancak bir idari sınır, siyasilerin alacağı bir karar üzerine değişebilir. Ya da bir sıcaklık ve yağış bölgesi, iklim değişikliği sonucunda birkaç on yılda sınırları değişeme uğrayabilir.
Coğrafi bölgeler arasında sınırlar net değildir. Bölgeler arasında geçiş zonu söz konusudur. Mesela bitki örtüsü, yağış veya iklim bölgeleri arasında kesin bir sınır yoktur. Bir bölgeden diğerine geçiş yaparken değişim yavaş ve sınırlar belirsizdir. Ancak havza böyle bir durum söz konusu değildir. Havzalar arasında en azından bir su bölümü çizgisi ya da topografik bir sınır vardır. Söz konusu topografik sınır bir dağın en yüksek noktalarının birleşimi olabilir. Bu bağlamda havzada bir netlik söz konusudur.
Havzalar, bünyesinde birçok doğal ve beşeri özelliği barındırdığı için birçok bilim alanını ilgilendirir. Bu nedenle havza çalışmaları multi-disipliner bir karakter kazanmıştır. Coğrafyacılar diğer bilim dallarında farklı olarak havzayı bütüncül bir bakış açısı ile fiziki ve beşeri özelliklerini inceler. Fauna ve flora özellikleri ile birlikte antropojenik unsurları dikkate alır. Diğer yandan her havzanın kendine has özellikleri vardır. Bu nedenle her havza özel bir coğrafi birimdir.
Şekil-2: Bir havzanın yandan kesiti (Doğanay, H. ve Sever, R. 2013, 145).
Havzalar birkaç tali bölüme ayrılabilir. Mesela bir akarsu havzası, aşağı çığır, orta çığır ya da yukarı çığır gibi daha küçük havzalar ayrılabilir. Veya büyük bir nehrin her bir kolu tali küçük havzaları meydana getirebilir.
Bir havzanın belli başlı bazı özellikleri vardır. Bunlar;
1. Havza tabanların bir veya birden fazla alüvyal tabanlı ova yer alabilir (Şekil-2).
2. Bu ovalar içinde nispeten yüksek tepelik alanlar bulunabilir.
3. bir havzanın en alçak bölgesinde bir akarsu yer alır. Bu akarsuyun kolları bulunduğu zemini derince yarmış olabilir. Akarsuyun kolları kaynaklarını çevredeki yüksek kesimlerden alır.
4. bir havzanın tabanında küçük bir göl yer aldığı gibi daha büyük göllerde bulunabilir. Örneğin, Van Gölü havzasının tabanında Van Gölü yer almaktadır.
5. havzalar açık, kapalı veya sonradan kapanmış olabilirler. Mesela Van Gölü havzası, Nemrut volkanik dağın püskürmesi sonucu Bitlis çayının önünü kapatması ile oluşmuştur. Böylece gölün gideğeni olan Bitlis çay ile bağlantısı kesilmiş oldu.[2]
Yalçınlar, havza strüktürlerinde tabakalar, genellikle, temelde bulunan daha eski arazi ile beraber alçalmış ve bir çanak şeklini almış durumda olduklarını ifade etmiştir. Paris havzasında olduğu gibi, havzada tabakaların eğimleri, havzanın ortasına doğru olup, genellikle bir merkezde sıfır dereceye inecek şekilde tedrici azalır.[3]
Esas itibariyle dağ, ova ve plato gibi bir yeryüzü şekli olan havza, coğrafyacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin İzbırak, Coğrafya Terimleri Sözlüğü’nde havzayı tekne olarak da isimlendirmiştir. Yazarın böyle bir terim kullanması, havzanın morfolojik bakımından bir tekneyi arındırmasıdır. Zira havza genel görünümü bakımından bir çanağa benzer. Havzayı yeryüzünün büyük çukurlukları şeklinde açıklayan yazar, havza için şöyle bir tanım yapmıştır: Havza ortası çukur, yenice tortullarla örtülü, çevresi yüksek ve daha eski yereylerle çevrili bir çukurluktur.[4]
Biricik[5] havzayı şöyle tanımlar; “Etrafı dağlarla, ya da yüksek tepelerle çevrili, ortası çukur ve nispeten geniş olan yerlere genel olarak havza denir.” Yazar, ayrıca havzanın jeolojik ve jeomorfolojik manada bir strüktürü ve rölyefi temsil ettiğini belirtmiştir. Yapısal olarak havza strüktürü, rölyef olarak da polye havzalar ve diğerlerinden bahsedilebilir.
Havzanın aynı zamanda bir hukuki boyutu bulunmaktadır. Bu nedenle havzanın hukuki manada bir tanımı vardır. Örneğin, Türk hukuk sistemine göre bilimsel olarak havza; “su ayrım çizgileriyle sınırlanmış, üzerine düşen yağış sularının yer altı ve yüzeysel olarak tek bir çıkış noktasına ulaştığı, iç bükey topoğrafik yapıya sahip bir arazi parçasıdır.[6]
HAVZA ÇEŞİTLERİ
Coğrafyada havza denilince akla sadece akarsu havzaları gelebilir.  Ancak akarsu havzaları ya da genel bir tabirle, hidrografik havza sadece havza çeşitlerinden birisidir. Havzalar görünümü ve fiziki faktörleri açından üçe ayrılmaktadır. Hidrografik havzalara ek olarak jeolojik ve jeomorfolojik havzalar da bulunmaktadır (Şekil -3).
Diğer yandan İzbırak daha önce ismi geçen sözlüğünde havzaları coğrafya ve jeoloji olmak üzere iki anlamı olduğunu ifade etmiştir. Doğanay ve Sever (2013) havzayı; hidrografik olarak havza, iktisadi coğrafya terimi olarak havza, jeomorfoloji terimi olarak havza olmak üzere 3 gruba ayırmaktadır. Adı geçen yazarlar; hidrografik havzaya Amazon ve Çoruh havzası, iktisadi havzaya Ruhr kömür havası ve jeomorfolojik havzaya da Erzurum ve Pasinler ovasını örnek vermişlerdir.[7]
Şekil -3: Havza çeşitleri

Biricik (2009, s. 121-122), havzaları farklı şekilde sınıflandırmıştır. Yazara göre havzaları gösterdikleri özellikler bakımından beş ana gruba ayrılır. Bunlar;
1.      Tektonik kökenli havzalar,
2.      Sedimantasyon havzaları,
3.      Maden havzaları,
4.      Hidrografik (hidrolojik havzalar),
5.      Jeomorfolojik havzalar.
3. Hidrografik Havza
Hidrografik havza, bir akarsuyun tüm kollarıyla birlikte yayılmış olduğu alan ya da başka bir ifade ile bir akarsu tarafından suları boşaltılan saha anlamına gelmektedir.[8]
Hidrografik havzalar; genellikle her hangi bir yerde suların direne edildiği alanları kapsamaktadır. Bir bakıma, su kütlesinin yağış alanı ile eşleşmektedir. Türkiye bu bakımdan 26 ana su havzasına ayrılmıştır. Hidrografik havzalar, bir akarsu havzası olabileceği gibi bazen bir göl veya deniz havzası da olabilir.[9] Sakarya Nehri havzası, Akdeniz Havzası ve Tuz Gölü havzası hidrografik havzalara örnek teşkil edilebilir. Ancak hidrografik havza denilince akla akarsu havzası gelmektedir.
Hidrografik havzalar kendi içerisinde daha küçük ünitelere ayrılabilir. Mesela bir akarsuyun aşağı, orta veya yukarı çığırı gibi daha küçük kesitlere ayrılabilir. Bu kesitlerin de kendine has özelliklere sahiptir. Şekil 4’de de görüldüğü üzere bir akarsuyun farklı kesitlerin farklı coğrafi özellikler görülmektedir. Daha önce bahsedildiği gibi bir akarsuyun her kolu da bir havza olarak ele alınabilir. 

Şekil -4: Bir havza kesiti (havza ve yukarı havzalar).
Kaynak: Kanatlı, M. (2008). Havza Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi.

Şekil -5: Şekilde bir akarsuyu havzanın yukarı kesiminde suyun nasıl toplandığı gösterilmektedir.

Şekil-6: Amazon Havzası
Hidrografik havzalar, bir akarsuyun yağış topladığı alanlar olabilir (Şekil-5). Bu alanlarla çok geniş olduğu gibi çok daha küçük ölçekli alanlar da olabilir. Mesela Amazon nehrinin su toplama havzası, 7 milyon km2’yi kapsar.  Bu alan Güney Amerika kıtasının büyük bir kısmını kapsar (Şekil-6). Bu alan ülkemize Göksu Irmağında olduğu, 10 bin km2 veya daha küçük olabilir.[10]
Jeolojik Havza
Jeolojik havza, eski çukurluklar üzerine tortulanmış yenice tabakaların, geniş bir yere doğru bir çukurluk yaparcasına uzandıkları alandır. Jeolojik havzada esas olan havzayı çevreleyen yüksekliklerdir. Bu bakımdan ülkemizde İç Anadolu ile Doğu Anadolu arasında yer alan Uzunyayla, jeolojik bir havzadır.[11]
Başka bir tanıma göre havza, merkezinde daha genç kayaçların yer aldığı, aşındırılmış olan kenarlarında ise daha yaşlı kayaçların yüzeylendiği ve tabakaların çevreden iç kısma doğru eğimli bulunduğu yerkabuğunun senklinal gibi bir yapısal alçalım sahasıdır.[12] 
Tektonik kökenli havzalar; graben havzaları, sübsidans havzaları ve tektojen havzaları olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Türkiye’deki havzaların büyük bir kısmı jeolojik havzaya örnek teşkil eder. Örneğin, Ergene Havzası, Iğdır Havzası, Gediz Havzası, Büyük ve Küçük Menderes Havzaları (Şekil-7) jeolojik havza kavramına uymaktadır.[13]

Şekl-7: Büyük Menderes havzası
Kaynak: Alpaslan,  A. H.; Ataç, A. ve Yeşil, N. (2007). River Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union. Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya.
Jeomorfolojik Havza
Alüvyal ova gibi birikim alanına karşılık gelen nispeten alçak bir taban kısmı ile bunu çevreleyen ve dağ, tepe, plato gibi nispeten yüksek sahalardan oluşan jeomorfolojik ünitedir.[14] Bir başka tanıma göre jeomorfolojik havza; bir taban ve bunun çevresinde yer alan nispeten yüksek plato ve dağların birlikte oluşturdukları yeryüzü şeklidir. Türkiye’de Kelkit, Ergene, Iğdır, Konya, Ulaş gibi havzaların tabanında geniş ovalar teşekkül etmiştir.[15]
Jeomorfolojik havzanın 4 önemli özelliği bulunmaktadır. Bunlar;
1. Jeomorfolojik havzanın her şeyden önce düz veya düze yakın bir tabanı vardır.
2. Bazen tabanda düzlüklerle birlikte, derince yarılmış alanlar ve tepeler de görülebilir.
3. Ayrıca, havza tabanında yer alan düzlük bazen dar olabileceği gibi bazen de genişleyerek ova oluşturabilir.
4. Dolayısıyla bu manada jeomorfolojik havza, topografyanın ana ünitelerinden birini oluşturmaktadır.[16]
Ayrıca jeomorfolojik havzalar da kendi içerisinde üç gruba ayrılmaktadır. Bunlar; flüvyal havzalar, karstik havzalar (bilhassa polye havzaları) ve glasiyel havzalardır (Biricik, 2009, s. 125). Bu sınıflandırmadan yola çıkarak, ülkemizde Muğla’nın olduğu saha bir polye olduğu için, karstik havzalara örnek verilebilir.

KAYNAKÇA
BİRİCİK, A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul.
DOĞANAY, H. ve SEVER, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara,
GARİPAĞAOĞLU, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2).
GARİPAĞAOĞLU, N. (2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe Yayınları. İstanbul.
HOŞGÖREN, H. (2014). Havza. Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul.
İZBIRAK, İ. (1986). Havza. Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul.
KANATLI, M. (2008). Havza Planlamasında Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Önemi. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi.
YANÇINLAR, İ. (1985). Strüktürel Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 800. İstanbul.
ALPASLAN,  A. H.; ATAÇ, A. ve YEŞİL, N. (2007). River Basın Management Plans In Turkey During The Accession Period To European Union. Internatıonal Congress On River Basin Management. Antalya. URL: http://www2.dsi.gov.tr/english/congress2007/chapter_1/14.pdf




[1] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304. 
[2] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 145.
[3] Yançınlar, İ. (1985). Strüktüral Jeomorfoloji 1. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 800. İstanbul. s. 326.
[4] İzbırak, İ. (1986).  Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[5] Biricik, A. S. (2009). Fiziki Coğrafya – Jeomorfoloji ile Hidroloji’nin Temel Prensipleri ve Araştırma Yöntemleri, Cilt 1. Gonca Yayınevi, İstanbul. s.121.
[6] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 305. 
[7] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[8] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[9] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 305. 
[10] Doğanay, H. ve Sever, R. (2013). Genel ve Fiziki Coğrafya. Pegem Yayınları, Ankara, s. 144.
[11] İzbırak, İ. (1986).  Coğrafya Terimleri Sözlüğü. Milli Eğitim Basımevi, Öğretmen Kitapları Dizisi,: 157. İstanbul. s. 308.
[12] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[13] Garipağaoğlu, N. (2017). Bölge Planlama ve Türkiye’de Mekânsal Planlama Yaklaşımları. Yeditepe Yayınları. İstanbul. s. 148.
[14] Hoşgören, H. (2014). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. Çantay Kitabevi. İstanbul. s. 133
[15] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304.
[16] Garipağaoğlu, N. (2012). Havza planlamalarında coğrafyanın rolü ve Türkiye’de havza planlamacılığı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2). s. 304. 

Mukaddime’nin Coğrafi Kaynakları