13 Eyl 2018

İbn Haldun’un Mukaddime’sinde İktisadi Coğrafya

Özet
Ortaçağ coğrafyacıları, İlkçağ coğrafi bilgi birikiminden istifade ederek, bu birikimi zenginleştirmiş ve modern döneme taşımışlardır. Bu anlamda Ortaçağ coğrafyacıları İlkçağ ve modern dönem arasında köprü vazifesi görmüşlerdir. Bu vazifeyi yapan dönemin önemli coğrafyacılarından birisi de İbn Haldun’dur. İbn Haldun coğrafya bilimini yakından ilgilendiren çevresel determinizm, yedi iklim bölgesi, yerleşme ve iktisat gibi konularda önemli tespitlerde bulunmuştur. Bu çalışmada, ekonomik coğrafyanın prensipleri ile İbn Haldun’un iktisadi anlamda öne sürdüğü görüşleri incelenmiştir. Zira İbn Haldun, hem yaptığı gözlemler hem de yazılı kaynaklardan elde ettiği bilgi ve tecrübe ile beşeri coğrafya ekseninde bazı iktisadi görüşler ortaya koymuştur. Bu görüşlere, coğrafyada önemli bir veri kaynağı olan gezi-gözlem metodu ile ulaşmış, bu anlamda kendisinden sonra gelen coğrafyacıların öncüsü olmuştur. Bu bağlamda, Mukaddime isimli eseri coğrafi bakış açısı ile tahkik edilecek; İbn Haldun’un fikirleri ve modern coğrafyacıların görüşleri aynı zeminde tartışılacaktır. Çalışmada, İbn Haldun’un modern iktisadi coğrafyanın temel sayılabilecek birtakım görüşleri, modern coğrafyanın kuruluşundan – yaklaşık olarak beş asır önce – öne sürdüğü anlaşılmıştır.

Yazar: Rauf BELGEORCID iD iconhttps://orcid.org/0000-0001-9885-5485

1 Oca 2018

KENT KİMLİKLERİ



Kent kimliği, o kenti diğerlerinden farklı kılan, o kente anlam ve değer katan unsurların oluşturduğu bir bütündür (Birol, 2007, s. 46). Başka bir tanıma göre kent kimliği; kent imajını etkileyen; her kentte farklı ölçek ve yorumlarla kendine özgü nitelikler taşıyan; fiziksel, kültürel, sosyo-ekonomik, tarihsel ve biçimsel faktörlerle şekillenen; kentliler ve onların yasam biçiminin oluşturduğu; sürekli gelişen ve sürdürülebilir kent kavramını yasatan, geçmişten geleceğe uzanan büyük bir sürecin ortaya çıkarttığı anlam yüklü bütünlüktür (Tekeli, 1991, s. 81-82). Örneğin, Floransa sanat, Paris kültür, Varşova müzik, Vatikan din kentidir. Ayasofya ve Sultanahmet Camii, Marmara’ya gelen yabancıları büyüleyen İstanbul kimliğinin iki görkemli ögesi, bütün zamanları birleştiren uygarlık simgeleridir. Paris’i Eiffel kulesi, Pekin’i imparatorluk Sarayı, Venedik’i gondollar, Fas’ı bedeviler, New York’u özgürlük anıtı, Antakya’yı Mozaik Müzesi her sözcükten daha çabuk çağrıştırır (Kaypak, 2010, s. 375).
Kentler, onları birbirinden ayırt eden kimi nitelikleri doğrultusunda farklı biçimlerde tanımlanmışlardır. Bu tanımlama, kimi zaman, “Bronz Çağı kenti, Ortaçağ kenti, Roma kenti” gibi dönemsel bir atıf, kimi zaman “Osmanlı kenti, Yunan kenti, Türk kenti ya da Arap kenti” gibi ait olduğu medeniyet ya da ulusa atıf, kimi zaman “İslam kenti” gibi egemen dini inanca dair bir atıf ya da, “Akdeniz kenti” gibi içinde yer aldığı coğrafyaya yönelik bir sınıflandırma doğrultusunda coğrafi bir atıfla yapılmıştır. Kentleri, diğerlerinden ayırt eden ve kendine özgü niteliği ile tanımlanmasını,  adlandırılmasını sağlayan pek çok değişken vardır (Ünlü, 2017, s. 76).
İnsanlar yasadıkları mekâna barınmak için ev; yürümek için yol; paylaşmak için kamu binaları, parklar, bahçeler, meydanlar, çeşmeler vb. yaparak bir kimlik inşa ederler. Sonra içinde barınanlar bu kentin ruhaniyetiyle birlikte yasamaya başlarlar. Elleriyle kimlik kazandırdıkları kent, onlara da bir kimlik kazandırmaya baslar ve kent onların kimliği olur. Kişilerin kimliği kentin kimliği ile özdeşleşir. Sonra dönüp onlara Parisli, İsfahanlı, Beyrutlu, İstanbullu denir (Aktaş, 2009).
Kentler ve mimari ürünler açısından kimlik ve kentsel imge olgusu, öncelikle görsel boyutuyla ön plana çıkan, ayrıca doğal, coğrafi, kültürel ürünler ve sosyal yaşam normlarını da kapsayan çok geniş bir tanımı içermektedir. Kentsel kimlik ve buna dair kentsel imgeler kent mekânı içerisinde uzun bir süreçte ve bazen çok farklı bileşenlerden oluşmaktadır. Kentsel imgeler kentte yaşayanlar açısından uğruna özveride bulunulabilecek ortak değerlerden oluşturmakta ve kuşaklar arasında söz konusu bu değerler süreklilik göstermektedir (Ulu ve Karakoç, 2004, s. 59-60).
Kentler, barındırdıkları değerler yoluyla kent kimliğinin çerçevesini oluştururlar. Kent kimliği ise, kentin sürekliliğini sağlayan ayırt edici özelliklerdir. Uzun bir zaman diliminde şekillenen kent kimliği, kentin coğrafi içeriği, tarihi dokusu, kültürel düzeyi, mimarisi, yerel gelenekleri ve kentlilerin sahip olduğu birbirinden farklı hayat tarzı gibi birden çok faktörün etkisi altında kalır. Söz konusu etmenlerin farklılığı ise her kenti birbirinden ayırır ve kente özgün kimliğini kazandırır. Sürekli değişim ve gelişim halinde olan kent ve toplumsal ilişkiler de bu bağlamda kent kimliğinin yeniden tanımlanmasına sebep olur (Güler vd. 2016, s. 89 - 91).
Kentsel kimlik öğeleri bazen yabancı ziyaretçilere pazarlamakta ve bundan da büyük ekonomik girdi sağlamaktadır. Ekonomik olarak gelişmiş toplumlar söz konusu sosyo-kültürel değerlerini kentlere yansıtmak için “yerellik, gelenekselcilik ve korumacılık” anlayışını ön plana çıkartarak toplum içerisinde en üst düzeyde benimsenmesine yönelik projeler geliştirmektedirler. Örneğin, Venedik’ in kanalları, Paris’ in sarayları, tarihi müze yapıları, katedralleri ve Eiffel kulesi tarihle bağları olan kentlere kimliklerini veren değerler olarak dünya toplumunun sergisine sunulmaya çalışılmaktadır (Ulu ve Karakoç, 2004, s. 60).
Kente kimliğini kazandıran en önemli etmen sahip olduğu kültürel ve tarihi değerlerdir. Bir kenti diğerlerinden ayıran ve kendine has özelliklerle kimlik oluşturmasını sağlayan temel unsur kent kültürüdür. Kent kültürü, kentte yaşayanların geçmişten günümüze oluşturduğu maddi ve manevi değerler bütünü şeklinde tanımlanabilir (Güler vd. 2016, s. 92).
Kent kimliğini oluşturan nitelik ve öğeler; yerin karakteri, mekânın karakteri ve anlamları şeklinde üç bileşenden oluşmaktadır. Bu üç bileşenin karşılıklı ilişki ve etkileşimi bir yerin kimliğinin oluşmasında önemli rol oynamaktadır.
Yerin karakteri: İklim, topografya, jeolojik oluşum ve bitki örtüsünün oluşturduğu doğal çevre içerisindeki özelliklerdir.
Mekânın karakteri: Dolu ve boşlukların oluşturduğu biçim, strüktürel yapı, simgesel etki, kullanılan malzemeler vb. açısından oluşturduğu form ve görüntüdür.
Anlam: Kimlik, geçmişin toplumsal yaşamları ve kültürlerin mevcut kentsel mekânda somutlaşmış ürünleridir. Bu zaman diliminde toplumların yaşam mekânlarına yaşamları, mücadeleleri, acıları, sevinçleri, özlemleri vs. ile yükledikleri anlamlar dizisidir (Öztürk, 2007, s. 11).
Kent kimlikleri ile ilgili çalışmalara bakıldığında şu sonuçlar karşımıza çıkmaktadır;
·         Kent kimlikleri uzun bir süreçten sonra oluşmaktadır.
·         Kentler sahip oldukları kimlik ile diğer kentlerden ayrılır.
·         Günümüzde kentler, kent kimliklerini oluşturmaktan ziyade tüketime odaklanmış durumdadır.
·         Küreselleşme süreci ile birlikte kentler birbirine benzemektedir.
·         Tarih ve kültür, kent kimliğinin oluşmasında en önemli etkenlerdir.
·         Kent imajı, kentsel kimliğini oluşmasında önemli rol oynar.

KAYNAKÇA
Aktaş, İ. (2009). “Kentlerin Kimliği”. 12 Mayıs 2009, http://www.haber7.com/yazarlar/ihsan-aktas/402431-kent-kimligi, (Erisim Tarihi 2.12.2017).
Birol, G.; (2007). “Bir Kentin Kimliği ve Kervansaray Oteli Üzerine Bir Değerlendirme”, Arkitekt Dergisi, Kasım-Aralık 2007, sayı: 514, s. 46-54.
Güler, T., Şahnagil, S., & Güler, H. (2016). Kent Kimliğinin Oluşturulmasında Kültürel Unsurların Önemi: Balıkesir Üzerine Bir İnceleme. Paradoks Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi, 11(3). 89 – 104.
Kaypak, Ş. (2010). Antakya'nın Kent Kimliği Açısından İrdelenmesi/Examınatıon Of Antakya In Terms Of Urban Identıty. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(14).
Öztürk, Ö. (2007). Kentsel Kimlik Oluşumunda Güzel Sanatların Yeri: İzmir Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Tekeli, İ. (1991). “Bir Kentin Kimliği Üzerine Düşünceler”, Kent Planlaması Konuşmaları, Ankara: TMMOB Mimarlar Odası Yayını, s. 79-89.
Tülin Selvi Ünlü. (2017). Kent Kimliğinin Oluşumunda Kentsel Bellek ve Kentsel Mekân İlişkisi: Mersin Örneği, Planlama, 27(1):75–93 | doi: 10.14744/planlama.2017.06078
Ulu, A., & Karakoç, İ. (2004). Kentsel Değişimin Kent Kimliğine Etkisi. Planlama Dergisi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, 29(3), 59-66.

Derleyen: Rauf BELGE
E-Posta: raufbelge@gmail.com 
 

Mukaddime’nin Coğrafi Kaynakları